Aniden Gelen Ferahlık


Bir süredir ne buraya yazabiliyorum ne de defterime...

Ne yapıyorsun, derseniz; tam olarak hiçbir şey. Çünkü fark ettim ki bir şey olmamış gibi işlere sarılmak, o kadar da makul bir hal değilmiş.

Yılların birikimi aniden çıkmaya başladı geçtiğimiz aylarda. Nefes alamaz gibi hissediyordum. Sürekli baş ağrısı, çarpıntı ve sair madilikler!

Geçtiğimiz Ekim sonundan beri sosyal medya kullanımımı azaltmıştım. Sadece yazılarımı paylaşıp örneğin hemen çıkıyordum Twitter'den. (X diyemeyeceğim, pardon!) Fakat orası da öyle bir gayya kuyusu ki (kimileri Midas'ın Kuyusu diyor gerçi) lanet ettim. Sildim attım hesabımı.

Haberlere de hiç bakmıyorum. Ama HİÇ bakmıyorum. Arada burada, yani Instagram'da  birkaç içi daralmış arkadaş hikayelerinde bazı durumları paylaşıyor; onlara denk gelirsem, az biraz bilgi kırıntısı kapıyorum. Bazen de annem bir iki laf ediyor gündeme dair. Hepsi bu.

Ve itiraf edeyim: Zerre umursamıyorum da bu malumatsızlığımı. Çünkü aşırı iyi geldi! A-ŞI-RI.

Bu boşlukta ufak bir sağlık kontrolü silsilesi planladım. İyi de oldu. Baş ağrıları, göz, diş ve çarpıntı için falan randevular ayarladım. Eleye eleye ilerliyorum. 

Geçen Pazartesi "he yok, bu anlattığınız ilerlemiş migren değil, gerilim tipi baş ağrısı. Antidepresan da verebilirim isterseniz" dedi nörolog. Sonra da "yok yok gerek yok" dedi tüm hikayeyi dinleyince -20 saniyelik özet tabii. Başım bu hafta "hee yok kız! Bir şeyimiz yokmuş" deyip, ağrımayı bıraktı gibi bir şey. Lodosta ağrıyor, bir de biraz diş sıkmışsam galiba. Neyse...

Bu sabah da göz randevum vardı. Belki baş ağrısında etkisi olan bir durum vardır, hem de bir süredir belirli mesafelerde net okuyamıyorum deyip, göz kontrolüne de girdim anlayacağınız. Hem göz doktorum hem de optikçim yaşımın 40 olduğunu duyunca "Daha erkenmiş yahu!" dedi, yakını görmemek için. Benim 40 direkt "40 yaş sonrası görme sorunu"nu hazır paket olarak getirmiş demek, ne yapalım?

Fakat gözlüğün gelişiyle gerilimli kaygılarım da hafifledi desem, ne dersiniz? Üstünden doğru bakınca Ege "*Oh no! You look like a library manager!" dese de kabul etmeliyim ki o bakış insana gönül rahatlığıyla ahkam kesme ehliyeti veriyor.

Evet! 40'ım. Biraz bir şeyler biriktirdim. Gözlüğüm de var. Ve üstünden bakabiliyorum! Şimdi biraz ileri geri konuşup, sizinle dalga geçebilirim genç bireyler. Bilmem ki hazır mısınız?

Ben değilim valla! Yapacağız artık bir şeyler.

Haydi bu akşam da böyle...


*Hayır! Kütüphane müdürü gibi görünüyorsun!



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Merhaba

Eli Penseli Kız Kardeşlerim

Yara ve Işık