Canı Sıkılan Erguvan Yakinimdir

Son birkaç yıldır "zamansız" açan hiçbir tomurcuk, içimdeki hiçbir teli titretmiyor, ne yalan diyeyim.

Kendi sınırlı-sorumlu bilgimizle vakitli ya da vakitsiz gördüğümüz, oluş için tam vaktinde belki. Ama bizim hayrımıza, ama değil... Bu oluşun meselesi değil.

Kabul; iklim krizini körükledik. Lakin altıncısı süren yok oluş sürecinde henüz bir Homo erectus kadar yer açamamış garibim ve zaaf yüklü Homo sapiensin yakasına daha fazla yapışamayacağım. Hepimiz primatız neticede, ne olacaktı başka?

Ocak sonunda patlamış bir tomurcuk mu gördüm? Hürmetle şapka çıkarıyorum karşısında. Kendince vakitli bulmuş, açmış. Ne malum ağacının baharı göreceği?

Hem bilirsiniz; *Canı Sıkılan Erguvan'la da dostluğumuz eskiye dayanır!

Bugün de böyle...


*Canı Sıkılan Erguvan'ı buradan okuyabilirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Merhaba

Eli Penseli Kız Kardeşlerim

Yara ve Işık