Erişemediğimiz Dallar


Geçen hafta biraz düş kırıklığı yaşatsa da bu hafta bir şans daha verdim Kitap Eki'ne. Belli mi olur? Bazen havanızda olmazsınız, hep yaptığınız iş ters gider. Olabilir böyle haller. Bu iyimserliğimin altında dün yaptığım şekersiz kekin elimde patlamasının ve peşine pişirdiğim yemeğin dibinin ziyadesiyle tutmasının etkisi yok denemez. Hepimiz insanız (!). Bu akşam eki gözden geçirir, gelecek haftaya almaya devam edip etmeyeceğime karar veririm artık.

Bu arada, evet, karga burun pensem hala çantamda! 6 Ocak'tan beri paylaştığım bazı fotoğraflarda çeşitli üzümsü meyveli ağaç dallarını fark etmişsinizdir. Yeni yıl öncesi Bağlar'da aradığım kuş üvezi meğer bizim evin arkasındaki parkta varmış. Bir iki dal onlardan kırpmıştım geçenlerde. Sonra yine tanecikli bir sarmaşığa rastlamıştım. 

Dün ise bizim caddenin orta refüjündeki ağaçlar budanıyordu. Yüksek merdivenli bir fen işleri aracıyla, çok sayıda belediye işçisi harıl harıl dalmışlardı budama işine. Öyle şık dallar düşüyordu ki yere, hiç tereddüt etmedim. Çalışmalarına engel olmamak için izin alıp, ufacık bir dal kaptım yere yığılan öbekten.

Bugünse pazardan dönerken, caddenin daha sakin bir konumunda yine budama yaptıklarını gördüm. Öbekleeerce Japon kurtbağrı (Ligustrum japonicum) dalı... İşte tam sırası dedim ve çantamdaki karga burun penseye davrandım. İşçilerin budadığı dallardan gönlümce seçerek, ufak bir demet oluşturdum. Mesudum! 

Belediyenin fen işleri desteğiyle hazırlanmış bu demet ne kadar uzun dayanır, bilemiyorum. Umarım gelecek haftalarda da civarda budama yapılır. Pensem ve ben her dala yetişemiyoruz zira!

Bugün de böyle...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Merhaba

Eli Penseli Kız Kardeşlerim

Yara ve Işık